18 Şubat 2012 Cumartesi

ŞEFİK ABİ HEVESLİ GENÇLERİ KOLTUĞUNA OTURMAYA DAVET EDİYOR


Duydum ki şefik abi gerikalan gökyüzünün dahiyane fikrini duyunca çok duygulanmış ve koskoca devlet senede bir gün çocukları başbakan koltuğuna oturtuyor da bizde neden şefik abinin koltuğuna oturma geleneği yok diye kendi kendine öfkelenmiş. ve bu sene şefik abinin koltuğa oturuşunun yıldönümünü olan 23 martta hevesli olan gençlerin koltuğa dilediklerince oturma festivalini başlatmaya karar vermiş. dilediklerince derken şefik abinin nerde olduğuna dikkat etsinler, gerekirse hızlı müdürü arasınlar, belki orda yok ama deponun orda olabilir; lafın kısası hani koltuk hırsından gözleri kararıp şefik abi koltukta otururken koltuğa oturmasınlar alışkanlık yapar maazallah ..

17 Şubat 2012 Cuma

DENETLEME TİYATROSU

Bu denetlemelerin neden haberli yapıldığı konusunu hala anlamış değilim. halbuki denetleme dediğin trafik denetlemesi gibi olmalı, böyle yolda giderken yanından geçmek için gaza bastığın polis arabası karanlıkta feneri sağa çek der gibi önüne önüne sallamalı, sen de hafiften nedenini merak ederken altına sıçma hissi gelmeli, heyecan içinde ehliyet ruhsatı verip yediğin bokun bedelini s.ke s.ke ödemelisin. aslında yediğin bok da senden habersiz farının bozulmuş olması bile olabilir. neyse en iyisi en az konuşarak ve hiç yüz göz olmadan ceza mahalinden uzaklaşmak. hoş haberli denetlemede bile onlarca bulgu çıkıyorsa habersizindeki bulguları yazmaya acar denetçi bile yetişemez herhalde. ama düşündüğüm tek şey dünya düzeninin kalite değil maliyet üzerine kurulduğu. sonuçta kar etmeyen hiç bir kurum kaliteden bahsedemez. acar denetçinin onurunu kıracak bu gerçekten sonra ilaç denetlemelerinde olması gereken resim budur ki google görselinde rastlıyoruz. tüfek omzada fırsat kaçtı ama ilaç denetlemesinde hala şansımız var..

Bi İngiliz, Bi Alman, Bi İtalyan bi de Patlıcan

Başlık 1,5 aydır devam eden kurulumun pardon fıkranın bende çağrışım yapmasından kaynaklı ortaya çıktı. Bu fıkra grubunu yan yana gördüğüm ilk andan itibaren aklıma hep o meşhur Temel fıkraları gelmiştir. Yani bu fıkracılar bana hep bi gülümseme getirmiştir. Şurada bi makara olsa da oradan bi' şeyler çıkarsak da şuraya karalasak diye düşünmüşümdür.(Şurada ile başlayıp şuraya ile devam etmekte ısrar eden cümlede anlatım bozuklukları serisi, Seri No:343465775432787654 SKT: Yarından da yakın) 

Hatta filmi başa alırsak, şu şopar memleketine ilk geldiğimde, bu Patlıcan Şımarık ve Mesul Tunceli ile görüşmemizde Mesul o kadar cıvıma çabasında olsa da beni asıl güldüren hiçbir şey yapmamasına rağmen Patlıcan Şımarık olmuştu. Zaten filmin devamında her gün gelip o meşhur -Arka Sokaklarda ne var? sorusunu sorduğu her gün otomatik sırıtmaya geçtim. Sonraları biraz toparladım. Şimdi daha ciddiye almaya çalışıyorum en azından gayret gösteriyorum.

Her neyse ne işte. Burada saçmalamak serbest o yüzden farkında olarak uzatmamak en iyisi sanırım. Saçmalamışken kafa dağıtmak en iyisi buyrun efenim askerde bizi kandırmışlar, meğerse tüfek omza dedikleri hareket buymuş. Gel de yanma o soğukta kıçımızın donarak tüfeği omza aldığımız günlere, heyyyy heyyyyyy

valla Google'a Tüfek Omza yazınca çıkan foto bu, senin için fesat

Ancak o kadar başlık attım. Fıkra dedim, Temel dedim, saçmalamak serbest vs. dedim. Dolayısıyla sizleri şu anda uyduracağım fıkra ile baş başa bırakıyorum.

Şimdi bi' gün Oliver Haydar, Stephan Morrone, Paul Scholes ve bizim Patlıcan Şımarık bi yerde yan yana gelmişler. Daha doğrusu Alman, İtalyan,  İngiliz ve Türk bi gün... Tüfek omza, ileri bak, beni rahatta dinleyin modunda sıraya geçmişler. Bu sırada denetlenmekte olan askeri birlikteki Acar denetçi O.Haydar'a neden sakallarını kesmediğini sormuş. Harald, 1.si bizim ülkemizde askerlik yok, 2.si askeriye kantininde maske de satılmıyor, 3. ve son olarak no mask demiş ve o pis kahkasını patlatarak ü harfleri olmadan gule gule demiş. Sıra Stephan Morrone'ye gelmiş. Denetçi, Stephan bu ne lan böyle 70'lerden kalma gibisin şu favorileri biraz kısalt, ayrıca bi halt yiyince hiç haberin yokmuş gibi pis pis sırıtma demiş, ancak fıkraya bu anda katılan bir diğer İtalyan Bruno hemen zıplamış ve bildiği 3 ingilizce kelimeyi yan yana getirerek it's possible, you you you all possible demiş.(Ben bile 3'ten fazla biliyorum) Denetçi ne yapacağını şaşırmış ve dönmüş Paul Scholes'a, hey Paul neden karnında yavrusunu taşıyan kanguru gibi duruyorsun, why not dostum neden bu kadar yaşlısın bedelli mi yapıyorsun demiş. Paul ise, kanguru senin babandır 3 gündür bu fuck the fuckerın gazinosundaki tv yayını ile uğraşıyorum, nerede bu IT bölüğü nerede o gözlüklü embesil başçavuş sen bana ondan haber ver, yaşıma gelince yaş yetmiş ama iş bitmemiş fuck the fucker diyorsam boşa demiyorum demiş. Denetçi tüm olanlardan sonra cinnetten cinnete girmiş, 5 ortalı kareli harita metot okul defterinin son sayfasına kadar bulgu yazmış. Acar denetçi artık mecali kalmamış bi şekilde Patlıcan Şımarık'a dönmüş ve sen anlat evladım olayın ne demiş. Patlıcan Şımarık soruya soruyla cevap vermiş, "sayın denetçi hatlarda ne var?"

O değilde Paul Scholes ne takdire şayan bi' topçuydu arkadaş

8 Şubat 2012 Çarşamba

KAZAN-KAZAN DA NASIL KAZANIRSAN KAZAN


Parayı kimi beyniyle kazanır, kimi diliyle, kimi ayağıyla, kimi eliyle, kimi bedeniyle... Ama o kulağıyla kazanıyor.



Bir kulağından giren öbüründen çıkmıyor, bir kulağından giren doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişi duyacak şekilde çıkıyor. o böyle yaşıyor...

New Nurse!

Dedikodu demedenkodu dedikomadı dedicode dedisolid demedisolid gossipkodu dedigossip gossipsolid gossipcode gossipkomadı vs.vs.

Geçen hafta Patlıcan Şımarık'ın yanında yine gereksiz bi' konuşma esnasında, masanın üzerinde adı ayşegüldü galiba yeni hemşire adayının cv'sini gördüm. Ama resmini göremedim. Hatta Gerikalan Gökyüzü de hemen atladı nasıldı güzel miydi diye sordu. İçimden dedim "bi yürü git, bi tipine bak, bi aynaya bak, liseli stajyerler gibisin işin gücün Alman porno sektörüne girmek" ya neyse..

Gel gelelim yeni gelecek olan hemşireye, hemşire adaylarına ve detaylarına. Önce ki hemşireden yola çıkarsak ki burada şöyle ufak bi gossip vereyim hemen, Yanardağ Kapalı'ya göre eski hemşire bundan sonra dondurma yalayacakmış!! 

Devam ediyorum...

Öncelikle hemşirenin öncekinden fiziksel olarak aynı yada daha üst seviyede, ama yüz güzelliği olarak kesinlikle diğerinin çok önünde olmasını temenni eder, yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.

Benim adaylarım ve bundan sonra ki rahatsızlık durumlarında yapılmasını beklediğim, hatta bu konuda SOP yazmaya gönüllü olduğum durum şundan ibarettir, arz ederim.



7 Şubat 2012 Salı

TEMİZLİK PROSEDÜRÜ




Ambalajda dedikodu çeşit çeşit. Gelin şimdi bunları inceleyelim:

1. FAYDALI DEDİKODU: Çok nadir görülür. Gören, duyan bana da haber versin. Yapanı alnından öpeceğim.

2. ZARARSIZ DEDİKODU: Kimseye ne bir faydası ne de bir zararı vardır. Öyle molalarda filan kafa dağıtmaya zaman öldürmeye yarar. Ama yine de yapmamak lazım çünkü dengesini tutturamazsan zararlı olur ki sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Aman diyim.. Evlerden ırak..

3. ZARARLI DEDİKODU: Direkman ortalığı karıştırmaya yönelik dedikodudur. Çanak tutan çok olur, gerçekten ortalık karışır. Dedikoduyu çıkaran bundan çok haz alır, kendini bir bok zanneder, çanak tutanın aldığı zevk biraz daha azdır, herkes yaratıcılığını konuşturur. Sonuçta kimsenin bir bok olmadığı ve kimin ahmak, kimin kötü niyetli olduğu ortaya çıkar; kötü niyet ebelenir ve oyundan atılır.

4. KALLEŞ DEDİKODU: Bildiğin şeytan işi, tamamen bilinçli, hedefi belli, zarar vermeye yönelik dedikodudur. Özel mücadele yöntemleri bulunmaktadır, zararlı dedikoduya rahmet okutur. Çözmesi zararlı dedikoduya göre biraz daha uzun sürer, ama ortalık bir pislikten temizlenmiş olur..

1 Şubat 2012 Çarşamba

Neyin Denetlemesi?

Koskocaaaa 31 günlük Ocak ayını geride bıraktık. Ama Ocağın bittiğini Şubatın 1'inde takvime bakınca, "anaaaa Ocak da bitti ya la" diye verdiğimiz tepki ile fark ettik. Ama asıl konu Ocak ayının bitmesi değil asıl konu Ocak ayını nasıl geçirdiğimiz, neye geçirdiğimiz ve geçirmenin türevleri...

Ama Ocak ayından aklımızda kalan son 3-4 günde yaşadığımız hava muhalefetleri. Hava muhalefeti demek bu durumu anlatmak için pek yeterli olmayacak çünkü, sabah 07:00 ile 10:00 arasında ilk 15 dakika da ellerini, 2. 15 dakikada ayak parmaklarını ve yüzünün yarısını, 3. 15 dakikada yüzün tamamının ve malum yerini, son 15 dakika da ise genç semihin oyuna girmesini takiben hayata gözlerini yummuş olabilirsin. İşte bu tarz bi soğuk için de Ocak ayının kapısının kapattık. Sen şimdi diyeceksin kalan 7-10 arası dedin kalan 2 saat ne olacak? Orada da el ambalajına devam edersin!

Şimdi önümüzde denetlemelerle dolu, karman çorman belirsizliklerle dolu, iadesi eksik olmayan ve dahasını bilemediğimiz bi dolu sürprizlerle bizi bekleyen son 4 yılın en uzun Şubat ayı var. Tabi hava durumundan bahsetmişken Şubatın ilk haftası ile başlayan ılıman havanın malum 1,2 ve 3. cemrenin toprağa düşmesiyle ılıman bi şekilde biteceğini söylemek mümkün..

Gereksiz bilgiler ve boş beleş yazılar ansiklopedisi gibi giriş yaptıktan sonra gelelim başlıktan da anlaşılacağı üzere denetlemeye, denetçiye, denetçilere, denete, ete, tavuğa ve horoza oradan kümese...



Şu kıçımızı donduran, cinselliğe fatal error verdiren, bir elin sesi varken iki elin sesini kesen, sağ adımını attığında sol kolunu sallaman gerekirken kolunun yokluğunu fark ettiren, doğal botoksa neden olan bi soğukta, şu dağınık, kolinin içinde etiket, etiketin üstünde pros, kutunun içinde folyo, pvcnin üstünde tabletin olduğu karman çorman bi anda, naughty office(bilmiyorum deme yalan söyleme) pornosu tadında ki alman, italyan ve ingilizin bi arada olduğu ama Temelin eksik olduğu bi ortamda, hatlarda ne var sorusunun gün geçtikçe cevapsız kalmasıyla anlamını yitirdiği şu günlerde, neyin denetlemesi, kimin denetlemesi, kim kimi denetliyor arkadaş, bırakalım bu işleri gerçekçi olalım.

Gel Mart ayında, adam akıllı denetleşelim, denetletelim, denetçilere yardım edelim, yavru denetçileri burada ki aç kurtlardan koruyalım, hem mart kapıdan bakıdan baktırır kazma kürek yaktırır diye bi atasözü de var! Bak martta kedilerde çiftleşir, yani her açıdan olumlu özellikleri olan bi zaman varken neden zorluyorsun şu karambol ortamda, kendine malzeme çıkarmaya çalışıyorsun? Hep bi çakallık, zayıf nokta arama çabası, ama bunlar boşa çabalar burası paketleme, dikkat et koliden sen bile çıkabilirsin farkında olmazsın!