Valla martın sonunu zor getirdik, boşuna dememişler mart ayı dert ayı diye. mübarek 31 çekiyor bir de 31'i cumartesine denk geliyor, hepten bunalttı yani. öncelikle tepedeki belirsizlik aşağıya zamların gecikmesi olarak yansıdığından başta yanardağ kapalı olmak üzere isyanlardayız, önümüzü göremiyoruz, acil belirlensin artık şu zamlar. ha belirlendiği zaman da kimsenin memnun olmayacağından adım gibi eminim. neyse en azından konu değişir. bir başka belirsizlik de bizde var, taşlar yerinden oynayacak ama hangi taş nereye yuvarlanacak belli değil, böyle arafta kalmış ruhlar gibi hissediyorum, bu da son zamanlarda beni biraz geri kalan gökyüzüleştirdi galiba, bazen kendimi uyuz uyuz oturup masada boş işlerle uğraşırken buluyorum, hatta bugün müzik filan çaldım odada. ama hayatta öğrendiğim şeylerden biri beklemeyi çok iyi bilmek lazım, hele ki böyle her gün her türlü değişimin olma olasılığı olan zeminin kaygan olduğu yerlerde, beklerken de işine bakmak lazım tabii. şu ay bitsin söz nisanda bomba gibi olacağım, Allah' tan panteliç ve orhan akşam var, sahada basmadık yer bırakmadılar, xavi iniesta gibisiniz Allahıma.. xavi iniesta demişken geçen sene bu zamanlarda barcelona ve ispanyayı konuşuyorduk, bu sene yine aynı zamanlarda ispanya konuşuluyor çok gereksiz bir sebepten, umarım seneye gideceğimiz için yine ispanyayı ve barcelonayı konuşuyor oluruz. bu ay yine benzer bir sebepten daha doğrusu sonucu bu oldu; bir de kadına şiddet vakası yaşandı, ama her zaman içimizde küçük de olsa bir şüphe kalacak bu işin belki de erkeğe şiddet olduğuna dair. bu arada her zamanki rutin yoğunluğa ek olarak harroda kılıçlar çekildi,paul scholes, oliver harald, stefano morrone ve ekibi bizi terk etti gitti, mülayim ve sihirli lamba da uğramaz oldular, kaldık el elde baş başta, öyle arada bir kaç boynu bükük mail ile idare ediyoruz işte. başka ciddi bir iş de aylar süren uzun çalışmalardan sonra kayıt kuyut sistemi tamamen değişti, hakikaten üzerimden büyük bir yük kalktı, bir ara hiç bitmeyecek sanmıştım, hatta rüyalarıma giriyordu ama neyse ki son halini verdik merete, şimdi saatler süren imza seansları var, sonra düzlüğe çıkacağız inşallah, hatta bu üzerimdeki yorgunluk bu iş bittiği için mi diye bile düşünüyorum bazen. genel vaziyet budur, unuttuğum şeyler vardır diye topu xavi ve iniestaya aktarıyorum, orhan akşamın postlarını da dört gözle beklediğimi bir kez daha vurgulamak istiyorum. ve yazımı bu kadar barcelonadan bahsetmişken bir kaç güzel barcelona fotoğrafı ile bitiriyorum. sağlıcakla kalın dostlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder